Kanser Nedir?
İnsan vücudundan birçok hücre tipi bulunmaktadır. Bu hücreler gereksinime göre belirli bir düzen içerisinde çoğalır ve görevlerini yerine getirdikten sonra parçalanarak yok olurlar.
Hücreler ihtiyaç olmadığı halde kontrolsüz bir şekilde çoğalacak olursa organda büyümeye yol açarlar ve tümör adı verilen bir kitle oluşur. Oluşan tümör iyi huylu (benign) ya da kötü huylu (malign) olabilir.
İyi huylu tümöral yapılar kanser değildir, vücudun diğer bölgelerine yayılmazlar. Kötü huylu tümörler kanserdir ve hücreler kontrolsüz çoğalır, komşu dokulara yayılabilir. Ayrıca kanserli hücreler kan ve lenf yoluyla başka organlara taşınıp yeni kanser odakları oluşturabilirler (metastaz).
Prostat Kanseri Nedir?
Prostat kanseri; prostat hücrelerinin kontrolsüz olarak büyümesidir. Erkeklerde en sık görülen kanserlerdendir. Büyük bir kısmı yavaş büyür ve genellikle prostata sınırlıdır. Bazen hiçbir tedavi gerekmeyebilir. Öte yandan bazı prostat kanseri tipleri agresif olabilir ve hızlı yayılım gösterebilir.
Kanser, prostata sınırlı olduğu dönemde yakalanırsa tedavinin başarılı olma olasılığı yükselir. Bu nedenle erken tanı önemlidir.
Prostat Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Özellikle erken evrelerde genellikle prostat kanserine ait herhangi bir belirti ya da bulgu yoktur. Zaman geçtikçe BPH’yla benzer belirtiler görülebilir (sık idrara çıkma, gece idrara çıkma, işemeye başlamada güçlük, idrar akış hızında azalma, idrarda kanama, idrar yaparken yanma). İleri evrelerde ise; menide kan görülmesi, kemik ağrıları, halsizlik, kilo kaybı ve erektil disfonksiyon (sertleşme problemi) olabilir.
Prostat kanseri açısından kimler risk altındadır?
Prostat kanseri nedeni tam olarak bilinmemektedir. Kanıtlanmış risk faktörleri;
- Yaş: 50 yaş üzerindeki erkeklerde prostat kanseri riski artar. Nitekim prostat kanseri tanısı konan hastaların %99’u 50 yaş üzerindedir.
- Irk: Siyah ırkta prostat kanseri daha sık görülür ve daha agresif seyreder.
- Aile hikayesi: Birinci derecede akrabalarda prostat kanseri öyküsü varsa risk 2-3 kat artar. Ayrıca ailede meme ya da over kanseri riskini arttıran genlerde (BRCA1 ve 2) mutasyon varsa prostat kanseri riski artar.
- Obesite: Prostat kanseri riski artar. Daha agresiftir ve tedavi sonrası nüks riski yüksektir.
Prostat kanseri komplikasyonları nelerdir?
Metastaz (kanserin yayılması); Komşu organlara (örneğin mesane) ya da kan veya lenfatik yolla kemik ve diğer organlara yayılabilir
İnkontinans (İdrar kaçırma); Hem prostat kanserinin kendisi hem de prostat kanseri için uygulanan tedaviler idrar kaçırmaya neden olabilir.
Erektil disfonksiyon (Sertleşme problemi); Prostat kanseri nedeniyle ya da prostat kanseri için uygulanan cerrahi, radyoterapi ya da hormon tedavileri sonucunda gelişebilir.
Prostat kanseri önlenebilir mi?
Prostat kanseri riskini azaltacak spesifik bir diyet ya da koruyucu önlem yoktur. Ancak sebze ve meyveden zengin sağlıklı beslenme, egzersiz, kilo kontrolü genel olarak önerilir. Gıda takviyeleri yerine sağlıklı yiyecekler tercih edilmelidir. Vitamin ya da mineral takviyeleri (selenyum ya da vitamin E) prostat kanseri riskini azaltmaz.
PSA Nedir?
PSA (prostat spesifik antijen) prostatın hem normal hem de kanser hücreleri tarafından üretilen bir proteindir. Görevi; meninin kıvamını düzenlemektir. PSA prostat dokusu içinde ve menide çok yoğundur, kana çok az miktarda geçer. PSA seviyesi ng/ml cinsinden kanda ölçülür, prostat kanseri olan kişilerde kanda PSA seviyesi yükselir.
Ancak PSA seviyesi sadece prostat kanseri varlığında yükselmez, prostatit (prostat iltihabı), BPH (iyi huylu prostat büyümesi), idrar yolları enfeksiyonu, yakın zamanda yapılan prostat biyopsisi, bisiklete binme, idrar yollarına yapılan müdahaleler, sonda takılması gibi durumlarda da yükselebilir. Ayrıca PSA, yaş ve prostat bez boyutu arttığında yükselme eğilimindedir.
Aslında kanda belirli bir normal ya da anormal PSA seviyesi yoktur. Genel olarak bir erkeğin PSA değeri ne kadar yüksekse prostat kanseri olma olasılığı o kadar yüksektir.
PSA, prostat kanseri nedeniyle tedavi olan hastaların takibinde kanserin nüks edip etmediğini saptamak için de kullanılır. Böylece tekrarlayan kanserin belirtilere yol açmadan aylar ya da yıllar önce saptanması mümkün olur.
Prostat kanseri tanısı nasıl konur?
Erken tanı için öncelikle kanda PSA bakılır ve parmakla rektal muayene yapılır. Kimlere PSA bakılmalıdır?
- 50 yaş üzerindeki tüm erkeklere,
- Siyah ırk erkeklerde 45 yaşından itibaren,
- Ailesinde prostat kanseri olan erkeklerde 45 yaşından itibaren,
- BRCA2 gen mutasyonu saptanmış olanlarda 45 yaşından itibaren.
Parmakla Rektal Muayene ve/veya PSA’da anormallik varsa multiparametrik prostat MRI yapılır. MRI ile özellikle yüksek riskli ölümcül prostat kanserini yakalamak mümkündür. Sonuçta prostat biyopsisi gerekip gerekmediği kararı üroloji uzmanı tarafından hastanın özellikleri göz önünde bulundurularak verilir. Prostat kanserinin kesin tanısı prostat biyopsisi ile konulur.
Standart prostat biyopsisi için transrektal yolla (makattan) yerleştirilen ultrasonografi probu ile önce prostat incelenir ve boyut ölçümü yapılır. Daha sonra prostatın değişik bölgelerinden iğne ile parçalar alınır. Ayrıca ultrasonografi ile saptanan şüpheli bir alan varsa bu bölgeden de biyopsi alınır.
MR Füzyon Biyopsi Nedir?
Prostatın multiparametrik prostat MR ile elde edilen görüntülerinin özel bir yazılım kullanılarak transrektal ultrasonografi görüntüsü ile birleştirilmesi esasına dayanır. MR ile işaretlenmiş kanser açısından şüpheli odaklardan bu yazılım sayesinde hedefe yönelik biyopsiler almak mümkündür.
MR Füzyon biyopsi yönteminin prostat kanseri tanısında hassasiyeti ve doğruluğu klasik prostat biyopsisine göre daha yüksektir. Klasik prostat biyopsisi ile var olan kanserlerin %70-75’ine tanı konabilirken MR füzyon biyopsi ile bu oran %95’lere çıkar. Özellikle daha önce PSA yüksekliği nedeniyle prostat biyopsisi alınmış ve kanser saptanmamış, ancak kanser şüphesi devam eden hastalar için uygundur.
Biyopsi ile alınan dokular uygun koşullarda patoloji laboratuarına gönderilir. Sonuçta prostat bezinde kanser olup olmadığı, kanser varsa özellikleri (yeri, boyutu, agresiflik derecesi) belirlenir. Tümör derecesi (grade) kanser dokusunun normal prostat dokusundan ne kadar farklı olduğunu ve tümörün büyüme hızını gösterir.
Prostat Kanserinde Evreleme
Prostat kanseri tanısı konduktan sonra evreleme yapılmalıdır yani hastalığın yaygınlığı belirlenmelidir. Evreleme ile hem hastalığın nasıl ilerleyeceği konusunda fikir sahibi olunur hem de tedavi seçenekleri belirlenir.
Evrelemede öncelikle kanserin prostatın içinde sınırlı olup olmadığı belirlenir. Düşük riskli, erken evre prostat kanserlerinde metastaz riski çok düşük olduğu için herhangi bir tetkike gerek olmayabilir. Evreleme için abdominal bilgisayarlı tomografi, kemik sintigrafisi ya da PSMA PET kullanılabilir.
Prostat Kanseri Tedavisi
Öncelikle tedavi gerekip gerekmediğine karar verilmelidir. İleri yaş erkekte düşük dereceli tümörler yavaş büyür ve herhangi bir tedavi gerekmeyebilir.
Tedavi kararını etkileyen faktörler; prostat kanseri evresi, derecesi, PSA seviyesi, hastanın yaşı, genel sağlık durumu, potansiyel tedavi seçenekleri ve olası yan etkileri ile ilgili olarak hastanın bakış açısıdır. Tedavilerin bir çoğunun idrar kaçırma ve sertleşme problemi gibi ciddi yan etkileri vardır.
Prostat Kanseri Tedavi Seçenekleri
Watchfull Waiting (Bekle Gör)
Watchfull waiting (bekle gör), Aktif izlem, Radikal prostatektomi, Radyoterapi, Hormon tedavisi, Kemoterapi ve Fokal tedavilerdir (Brakiterapi, HIFU). Bazen bu tedavi seçeneklerinin birkaçı birlikte kullanılabilir (kombinasyon tedavisi).
Kanserin prostata sınırlı olduğu hastalarda; aktif izlem, Radyoterapi, Radikal prostatektomi, Fokal tedaviler seçeneklerdir. Hormon tedavisi ve kemoterapi ise metastatik hastalıkta uygulanır.
Watchfull Waiting (bekle gör); Hastaya herhangi bir tedavi yapılmadan takip edilmesidir. İleri yaş hastalarda kanser küçük ve patolojik incelemede düşük dereceli ise prostat kanseri problem yaratmayabilir. Bu yaklaşımla tedavi sadece semptom geliştiğinde yapılır ve amaç palyatiftir (belirtileri ortadan kaldırmaktır).
Aktif İzlem
Aktif İzlem; Düşük riskli prostat kanseri olan hastalar aktif izlem için uygundur. Kanser dikkatli bir şekilde yakından takip edilir, bir ilerleme olduğu saptanırsa tedaviye başlanır.
Takipte; PSA, parmakla rektal muayene ve tekrarlayan prostat biyopsileri yapılır. Amaç; yavaş büyüyen ve büyük olasılıkla problem yaratmayacak kanser için tedaviyi ertelemek, fazladan yapılacak olan tedavi ve bunun yan etkilerinden kaçınmaktır.
Bu yaklaşım agresif kanserler için uygun değildir. Ayrıca; tüm kanserlerin ölümcül olduğunu düşünen ve bu nedenle endişeye kapılan hastalar için de uygun olmayabilir.
Radikal Prostatektomi
Radikal Prostatektomi; Prostat kanserinin temel cerrahi tedavisidir. Bu ameliyatta prostatın tamamı, seminal veziküller ve lenf nodları çıkarılır. Operasyon açık, laparoskopik ya da robot yardımlı olarak yapılabilir.
Laparoskopik ve robot yardımlı radikal prostatektominin açık ameliyata kıyasla daha kısa hastanede kalış süresi, daha az ağrı kesici ihtiyacı ve daha az kan nakli gerekliliği gibi avantajları vardır.
Öte yandan gerek kanser kontrolü gerekse idrar kaçırma ve sertleşme problemi gibi yan etkiler açısından bakıldığında açık, laparoskopik ya da robot yardımlı ameliyatlar arasında herhangi bir fark yoktur.
Radyoterapi
Radyoterapi; Radikal prostatektomiye alternatif tedavi seçeneğidir. Prostat içinde sınırlı ve prostat kapsülü dışına taşmış kanserlerde uygulanır. Radyoterapi sonuçları radikal prostatektomiyle benzerdir. Radyoterapi yan etkileri; erken dönemde sık idrara çıkma, idrar yapmada güçlük, ishal, geç dönemde sertleşme problemleri, idrar kaçırma, mesane kapasitesinde küçülmedir.
Hormon Tedavisi
Hormon Tedavisi; Prostat ve prostat kanseri hücreleri testosteron adı verilen erkeklik hormonuna bağımlı olarak çoğalırlar. Testosteron hormonunu baskılamak prostat kanserinin gerilemesine yol açar. Hormon tedavisi küratif bir tedavi olmayıp kanser hücrelerinin çoğalmasını geçici bir süreyle yavaşlatmayı amaçlar.
Genellikle lenf nodları ya da kemiklere metastaz yapmış prostat kanseri hastalarında kullanılır. Hormon tedavisi cerrahi (orşiektomi denilen her iki testisin alındığı bir operasyon) ya da medikal yolla (3 ya da 6 ayda 1 cilt altına yapılan iğne) uygulanabilir.
Kemoterapi
Kemoterapi; Damara enjekte edilen ya da ağız yoluyla alınan anti-kanser ilaçlardır. Genel olarak kanser prostat dışına yayıldıysa kullanılır. Son yıllarda hormon tedavisi ile birlikte kemoterapinin kullanılmasının metastatik prostat kanserli hastaların yaşam sürelerini uzattığı gösterilmiştir.